Türkiye’nin başkenti Ankara’da yer alan Beştepe, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen güvenlik zirvesi, kritik bir dönemeçte yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde düzenlenen bu zirve, bölgedeki güvenlik dinamiklerini gözden geçirmek ve özellikle İsrail ile İran arasında giderek tırmanan gerilimi ele almak amacıyla toplandı. Hem ulusal hem de uluslararası güvenlik uzmanlarının katılımıyla gerçekleşen bu toplantıda, Orta Doğu’daki istikrarsızlık ve bunun Türkiye üzerine olası etkileri kritik bir öncelik haline geldi.
İsrail ve İran arasındaki çatışmanın tarihi kökenleri olmakla birlikte, günümüzde bu gerilim çeşitli faktörlerden ötürü daha da derinleşmiştir. İran’ın nükleer programı, İsrail tarafından tehdit olarak algılanmakta ve bu durum, iki ülke arasındaki düşmanlığı körüklemektedir. Toplantıda, İran’ın nükleer silah edinme çabaları ve bu durumun bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri masaya yatırıldı. Ayrıca, geçtiğimiz aylarda yaşanan askeri çatışmalar ve siber saldırılar da gündeme gelen konular arasında yer aldı. Ankara’nın, bu iki ülke arasındaki çatışmalara dair yürütülecek diplomasi açısından nasıl bir rol üstlenebileceği de tartışıldı.
Güvenlik zirvesinde, Türkiye’nin Orta Doğu’daki barış ve istikrar çabalarındaki rolü üzerinde duruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçmişteki diplomatik girişimlerini ve bölgedeki barış çabalarını vurgulayarak, Ankara'nın her iki ülkeyle olan ilişkilerini dengede tutma konusundaki kararlılığını ifade etti. Zirvede, taraflar arasındaki gerginliğin azaltılması adına atılacak adımlar ve olası ortak projeler tartışılarak, bölgedeki barış süreçlerine nasıl katkıda bulunulabileceği üzerinde duruldu. Türkiye’nin geleneksel olarak sürdürdüğü denge politikası, çatışmaların çözümüdür ancak bu süreçte ne ölçüde başarılı olacağı, uluslararası aktörlerin de katkısına bağlı olacaktır.
Son olarak, zirveden çıkan sonuçlar ve alınan kararların ardından, Türkiye’nin hem ulusal hem de uluslararası güvenliğin sağlanmasında kilit bir güç olarak öne çıkabileceği belirtildi. Erdoğan liderliğindeki güvenlik zirvesinin, Orta Doğu’daki çatışmalara dair düşünce üretimine ve çözüme yönelik önemli bir adım olduğu vurgulandı. Türkiye’nin, bu karmaşık ve çok boyutlu meselede aktif bir rol üstlenerek, barış ve istikrarın tesisi adına üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği bir kez daha dile getirildi.
Hazırlanan bu zirve ile birlikte, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolünün ve pozisyonunun güçlenmesi hedeflenirken, bölgedeki ülkelerle olan diyalogun artırılması için de yeni stratejilerin uygulanacağı da ifade edildi. Türkiye, bu tür toplantılarla sadece kendi güvenliğini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki istikrar ve barış için de üzerine düşeni yapacak bir aktör olarak öne çıkmayı amaçlamaktadır.